Çevrimiçi Söyleşi: Ortaçağ Komana'sının Dayanıklı Peyzajları ve Dinamik Toplulukları
Bölümümüz üyesi Prof. Dr. Burcu Erciyas ve Sorbonne Üniversitesi'nden Maxime Durocher tarafından gerçekleştirilecek olan "Anadolu'nun Ortaçağ Peyzajları: Kent ve Kır Arasındaki Dinamik İlişkiyi Çözümlemek" başlıklı çevrimiçi söyleşiler serisinin ilki olan "Ortaçağ Komana'sının Dayanıklı Peyzajları ve Dinamik Toplulukları", 23 Ekim 2024 saat 19:00'da (İstanbul saati ile) gerçekleşecektir. Kayıt ve Zoom bağlantısı ile ilgili tüm bilgiler için https://www.ifea-istanbul.net/index.php/fr/evenements/eve-archeo/archaeology-seminar-medieval-landscape-of-anatolia-deciphering-the-dynamic-relationship-between-urban-and-rural. Söyleşi serisine ait program detayları için buraya tıklayınız.
"Anadolu'nun Ortaçağ Peyzajları: Kent ve Kır Arasındaki Dinamik İlişkiyi Çözümlemek" başlıklı çevrimiçi söyleşiler serisi, Sorbonne Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve IFEA (Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul) iş birliği ile düzenlenmektedir.
Anadolu'nun Ortaçağ Peyzajları: Kent ve Kır Arasındaki Dinamik İlişkiyi Çözümlemek
Sorbonne Üniversitesi ve ODTÜ iş birliği ile 2025 sonbaharında IFEA İstanbul'da düzenlenecek konferansın ilk adımı olarak düzenlenen bu söyleşiler serisi, Ortaçağ döneminde Anadolu'daki yerleşim süreçlerini daha iyi anlamayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda, söyleşiler boyunca özellikle Bizans ve İslam hakimiyeti arasındaki karmaşık geçiş dönemine (12-15. yüzyıllar) odaklanılacaktır. Anadolu'nun Ortaçağ dönemi için peyzaj arkeolojisinde kapsamlı ve sistematik çalışmaların eksikliği olduğu gibi, yerleşim sistemlerine, kentsel ve kırsal peyzajlar arasındaki ilişkilere, dini kurumlar da dahil olmak üzere kurumların kırsal toprakların yönetimindeki rolüne ve bunların bölgesel ve yerel ölçekte sosyo-ekonomik etkilerine yönelik korumacı bir yaklaşım bulunmaktadır. Kırsal/"Tamamlayıcı" yerleşimlerdeki kazılar ve araştırmalar, toprak mülkiyeti, nüfus çeşitliliği, kaynak kullanımı, kutsal ekonomi ve manevi hakimiyet alanları hakkında önemli sorular gündeme getirme potansiyeline sahip olsa da, önceki çalışmalar büyük ölçüde ya tarihi kaynaklara ya da büyük kentsel merkezlerin arkeolojisine dayanmıştır. Bu nedenle, akademik çalışmaların kentsel ve kırsalın alternatif tanımlarını sunmak ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini anlamak için arkeolojik çalışmaları güçlendirirken, düşünceye sevk eden teorilerle verileri bütünleştirmenin yeni yollarını geliştirmesi gerekmektedir. Umuyoruz ki konferans, bu tür tartışmalara zemin hazırlayacak ve öncesinde değerli akademisyenlerle ile gerçekleşecek bir dizi söyleşi ile zemin kazanacaktır.